×

TÜRK EDEBİYATININ EN’LERİ:ABDÜLHAK HAMİT TARHAN

TÜRK EDEBİYATININ EN’LERİ:ABDÜLHAK HAMİT TARHAN

TÜRK EDEBİYATININ EN ‘LERİ: ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
Bu seriye nam-ı değer “ŞAİR-İ AZAM” Abdülhak Hamit Tarhan ile başlıyoruz.
Tanzimat Dönemi ile ismini duyurmuş olan Hamit, 1852 yılında İstanbul Bebek’te bir yalıda dünyaya gelir. Babası Hayrullah Efendi tarih, gezi yazısı, araştırma ve inceleme gibi konularda birçok eser vermiş üst düzey bir devlet memurudur. Hamit çocukluk yıllarında babasından ve çevresinden etkilenir. Bunun üzerine yazmaya başlar. Tabii babasının işi dolayısıyla birçok yer gezer ve burada farklı diller öğrenir. Edebiyatımızda adını ilk pastoral şiir olan” Sahra” ile duyurmuştur. Devamında ise Türk edebiyatına “Baladan Bir Ses, Validem, İçli Kız, Eşber,Makber, İlham-ı Vatan, Garam, Neşteren, Duhter-i Hindu adlarında ve daha sayılamayacak sayısız eserler vermiştir. Fakat onun öne çıkan eseri Makber olmuştur. Makber eseri Hamit’in ilk eşi Fatma Hanıma ithafen yazmış olduğu bir şiirdir. Hamit 1874’te Pirizade ailesinden Fatma Hanım ile tanışmış ve evlenmiştir. Bu evlilikten iki çocukları olmuştur. İlerleyen yıllarda Fatma hanım vereme yakalanmıştır ve sağlık durumu günden güne kötüleşmektedir.1883 yılında Abdülhak Hamit Tarhan eşi Fatma Hanım’ın hastalığına iyi geleceği düşüncesi ile kendi isteği neticesinde, Hindistan’ın Bombay kentine görevlendirilir. Fakat eşinin hastalığının ağırlaşması nedeni ile 1885’te ülkeye dönme kararı alır. Dönüş yolunda Beyrut yakınlarında Fatma hanım vefat eder. Ülkeye dönerler ve Fatma Hanım ‘ın cenaze töreni yapılır. Cenaze töreninde bir kadına aşık olduğu dillendirilir ve çok sevdiği eşinin ölümü üzerine başka bir kadınla evlenir. Bu olay artık hafızalara böyle kazınmıştır. Ama maalesef ki öyle değildir. Hamit eşinin ölümü üzerine çok üzülmüş, bunalıma girmiş, 40 gün boyunca eşinin mezarına gidip gelmiştir. Makber şiirini de bu dönemde yazmıştır. Yani ortada bir evlilik yoktur. Fakat Hamit eşinin ölümünden sonra 2 kere daha evlenmiştir. Hepimizin aklına gelen ilk soru şudur değil mi? “Bu kadar seven bir adam nasıl evlenir, eşini unutur? “ Uğruna şiir yazdığı kadını siler. Hayat bu insanlar her şeyi yaşar ve biter. Bir şekilde hayata devam etmek gerekir. Hamit ‘de 1885 yılında eşi Fatma öldükten 5 yıl sonra 1990’da İngiliz Nelly Clower ile evlenmiştir. Yani ortada cenazede aşık olmak evlenmek gibi bir olay yoktur. Bu sadece bir bilgi kirliliğidir ve dilden dile böyle gelmiştir. Sırf bundan dolayı Şair-i Azam’ı yargılamak doğru değildir. Yargılansa bile her yazarın da bizler gibi insan olduğunu ve hatalar yapabileceğini unutmadan yargılanmalıdır.
Velhasıl ;Edebiyatımıza birçok eser veren şair eşine olan aşkını yoğun bir şekilde yaşamış, ölümü üzerine de sarsılmıştır. Yııllar sonrasında da yeniden evliliğe adım atmıştır. Ama asla ilk eşi Fatma Hanım’ı unutamamıştır. Onun yerine başka birini de koymamıştır.

Share this content:

Yorum gönder